“Kalmaktan daha zor olan bir şey varsa, o da gitmekti.”
Hayattaki anlamını kaybeden Liz, boşanmasının hemen ardından gerçekte ne istediğini ve daha iyi hissetmek, daha anlamlı bir yaşam sürdürmek için neye gerçekten ihtiyaç duyduğunu anlayabilmek niyetiyle yollara düşer. Aklıyla, kalbiyle, bedeniyle, bütün varlığıyla seyahat eder. Amacı, kendini tanımak, ruhsal-zihinsel olarak arınmak, ruhunu geliştirmek, kendiyle ve hikayesiyle barışmaktır.
Her gün kıyafetlerini seçtiği gibi düşüncelerini de seçmeyi öğrenmelidir bu yolculukta. Karışık zihni ve yorgun ruhunun iyileşmesi gerekiyordur. Bir başka arzusu da Tanrı’yla arasını ve ilişkisini iyileştirmek.
“Harabe bir lütuf, harabe değişime giden yol.” Tarihi bir yapı, Liz’e bu cümleyi kurmasına ilham olur. Hasar almış ruhuyla ilişki kurar.
Senin kelimen ne?
Seni hangi kelime tarif eder?
Liz, kendi kelimesini arayan bir kadındır artık.
Roma’da ve Hindistan’da bulunur. Karşılaştığı insanlarla bağ kurar ve özellikle Ketut adındaki dokuzuncu nesil lokman hekim (umduğu-aradığı şifacı) ruhsal-zihinsel yolculuğunda kendisine rehberlik eder. Bali’yi ise ondan ötürü sever.
Ketut ziyaretçileriyle güleryüz ve samimiyetle sohbet ediyor, ağzından da bal damlıyordur:
“Dengeni kaybedersen, gücünü kaybedersin. Dünyaya gözlerinle bakmaya çalışma, onu kalbinle görmeye çalış. Ayakların yere bassın. Bu sayede dünyadan kopmazsın. Gülümse, yüzünle, aklınla, kalbinle/ciğerlerinle.
Bazen sevgide-aşkta dengeyi kaybetmek, yaşamın dengesinin bir parçasıdır. Dengeli bir hayat, bazen de böyle olur.
Kalbini açmaktan ve bir kere daha incinmekten korkuyorsun. Bu kötü değil. Çünkü kırık kalp aslında bir şeyleri denediğini gösterir.”
Karışık kaset yapma merakı ve tutkusu olan gezgin Felipe ile yolları kesişir. Felipe, Liz’i gerçekte ve mecazi olarak yoldan çıkarır. Dengeyi bulmak ve korumak için bu rastlantıyı lütuf olarak görmeye başlar Liz.
Felipe der ki, “ikimiz, tıpkı Antevasin’iz. Onlar, aydınlanma için rahatlığı reddeden gezginlerdir, bir yerde duramaz ve diyar diyar dolaşırlar, yaşam felsefeleri bu.”
-Benimle karşıya geçer misin Liz?
-Kelimemin ne olduğuna karar verdim. Attraversiamo. Anlamı: karşıya geçelim!
“Ne dilediğine dikkat et, çünkü gerçek olabilir.”
Sanki Liz’in içten içe bir dileği de, geçtiği yolları güzelleştirmek ve insanlara Hızır gibi yetişmektir.
Liz, kendisine faydası dokunan herkese, sayelerinde daha iyi hale geldiği dostlarına da iyi gelir.
İyileşirken iyileştirmeyi bilir.
Yemeyi, dua etmeyi, sevmeyi seven ben, Liz’le bağ kuruverdim.
Ruhumu iyileştirmek için yollara düştüğüm, yeni insanlar tanıyıp bağ kurduğum, bazen şifacının şifacısı olduğum, Ketut gibi dost-öğretmen bulduğum, benimle paylaştığı bilgi ve tecrübelerini kitaplaştırmak istediğim de oldu…